Yiğeni Abdurrahman’ın Mektubunun Gayri Münteşir Kısmı
78 g.m.
(Abdurrahman’ın mektubunun g.m. kısmı)
Şimdi büyük üstadım! Siz unutulmuş zannetmeyiniz fakat ne çare ki, zaman böyle iktiza ediyor. Burada istediğimiz ve bildiğimiz kimseler gaflette uyuyorlar. Onları ancak Cenab-ı Hak uyandırabilir. Burada bazı kimseler vardır ki, o da avam ve müslüman insanlardır. O risalelerden masarıfı ne ise ben buradan göndereyim, bana birkaç tane gönder, onlara vereyim. Sizde yazılmış ve henüz tab’edilmemiş kitablar varsa onları da bana gönder. Azar miktarda ben onları burada eski harflerle tab’ettireyim. O da olmazsa, el yazısıyla her birinden yirmi-otuz tane yazarım ve size gönderirim. Tâ ki zâyi’ olmasın.
Muhterem amucam! Molla Abdülmecid Efendi şimdi Diyarbekir’in Ergani osmaniyesinde ticaretle iştigal ediyor. Sizin sıhhatınızı ona yazacağım. Muhabere ediyoruz ve sizi her vakit benden soruyor. Ne çare ki, şimdiye kadar sizin yerinizi bilmiyordum. Şimdiden sonra inşâallah sizi kaybetmeyiz. Bir de üstadım, sıhhat haberinizi aldım, fakat ahvalinizden bîhaberim. Ne ile geçiniyorsunuz, ne suretle rahat ediyorsunuz? Akrabalık hakkı bu sualleri sormağa bana bahşediyor. Sizin rahatınız, bizim rahatımızdır. Sizin hayatınız, bizim hayatımızdır.Bu cihetleri ve ihtiyacınızı ve bundan sonda birleşmek ve beraber bakıyye kalan ömrü geçirmek hususundaki fikrinizi bana yazmazsanız hakkımı helâl etmem. Gerçi hakkım yoktur, fakat hakkım vardır.
Ben burada rahat edeyim, siz orada meşakkat içinde kalasınız, vicdanım kabul etmez. Kazandığım size de, bana da kifayet eder. Siz beni ufaktan büyüttünüz. Bu sizin benim üzerime bir haktır. Ben de bundan sonra size bakmaya, benim sizin üzerinize bir haktır. Benden birşey taleb etmemezlik yaparsanız, bu hakkımı da helâl etmem. Kazandığım helâldır ve bu kazancımda sizin de bir hakkınız vardır. Çünki sen olmamış olsa idin, belki ben şimdiki kazancımı bulamazdım. Demek bir hakkınız var. O hakkınızı benden alınız. Muhterem üstad! Size ihtiyaç olan her şeyi kimseye değil, bana söylemeniz lâzımdır. Çünki hem evlâdınızım ve hem de talebenizim.
Şimdilik bu kadar yeter. Bu hususlarda emrinize muntazırım. Bâki tekrar selâm. Ellerinizden öperim. Duanızı bekler, affınızı rica ederim.
Seyda Nursî’nin biraderzadesi
Abdurrahman