Cübbeli Ahmed Hocaya Risale-i Nur’dan Cevaplar 3

2- Risale-i Nur bir tefsir değildir.

 Cevap:

 Derlememizin başında  arz ettiğimiz vecihle bu neşriyat, münekkid zata Risale-i Nur’ların bir cevabı olması hasebiyle biz de bu mes’eleyi  asıl söz sahibi olan Risale-i Nur’lara sorduk.Hayli tafsilatlı olan cevabı uzun gitmemek ve okuyucuları   usandırmamak adına icmalen zikredeceğiz.

2- Risale-i Nur bir tefsir değildir.

 Cevap:

 Derlememizin başında  arz ettiğimiz vecihle bu neşriyat, münekkid zata Risale-i Nur’ların bir cevabı olması hasebiyle biz de bu mes’eleyi  asıl söz sahibi olan Risale-i Nur’lara sorduk.Hayli tafsilatlı olan cevabı uzun gitmemek ve okuyucuları   usandırmamak adına icmalen zikredeceğiz.

  

Evvvla, Külliyat-ı Nur’un müteaddid yerlerinde geçen ve Risale-i Nur’ların Kur’an-ı Hakimin mühim ve manevi bir tefsiri olduğunu gösteren yüzlerce beyanından numune olarak bir kaçını zikredeceğiz şöyle ki;

 

Bu seyyah bu zamanda bulunduğu münasebetiyle en evvel manevî i’caz-ı Kur’aniyenin lem’aları olan Risale-i Nur’a baktı ve onun yüzotuz risaleleri, âyât-ı Furkaniyeninnükteleriveışıkları ve esaslı tefsirleri olduğunu gördü. Asa-yı Musa 127 p2

 

Risale-i Nur tefsir olduğu haysiyetiyle, Kur’an-ı Hakîm ile bağlanmış. Kur’an ise, Küre-i Arz’ı Arş’a bağlayan cazibe-i umumiye gibi bir hakikat-ı cazibedardır.Asya’da hükmedenler, Kur’anın Risale-i Nurgibitefsirleriylemübareze edemezler. Belki musalaha ederler, ondan istifade ederler ve himaye ederler. Tarihçe-i Hayat 235 p4

 

Risale-i Nur,Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan’ınbu asırda bir mu’cize-i maneviyesi olan yüksek ve parlak bir tefsiridir. Sözler 763 p son

 

İşte bu Kur’an-ı Azîmüşşan’ınhakikî ve kuvvetli bir tefsiri olan Risale-i Nur; bu asırda bu vatanda bu millete, yirmi seneden beri tesirini göstermiş büyük bir nimet-i İlahiye ve sönmez bir mu’cize-i Kur’aniyedir. Şualar 376 p2

 

Evet tarih-i beşer,Risale-iNur gibi bir eser göstermiyor. Demek anlaşılıyor ki: Risale-i Nur,Kur’anın emsalsiz bir tefsiridir. Sözler 772 p1

 

Yukarıdaki ifadelerden Risale-i Nur’ların, Kur’an-ı Hakimin’in manevi ve hakikatli bir tefsiri olduğu açıkça görüldüğü halde bu hakikati anlamamakta ısrarcı olanların pek iyi niyet sahibi oldukları söylenemez.

Evet Bediüzzaman Hazretlerinin çıkarıldığı Afyon  mahkemesinde  aleyhine hazırlanan haksız iddianamede dahi Risale-i Nur’ların, Kur’an’ın bir tefsiri olduğu inkar edilememiş ve Kur’an Nur’ları başka cihetlerle çürütülmek istenmiştir.

Sırf dine merbutiyetinden dolayı Bediüzzaman Hazretlerine düşmanlık eden insanların bile inkar edemedikleri bir hakikati münekkid zatın hangi cesaretle (!) inkar ettiği ayrıca düşünülmelidir. Mezkur iddianameye Bediüzzaman Hazretlerinin verdiği cevabın mevzumuzla alakalı bölümü aynen şöyledir;

 

…Risale-iNur bu ağır şerait içinde ve benim gurbet ve kimsesizliğim ve perişaniyetimde ve aleyhimde dehşetli hücumlarla beraber yüzbinler ehl-i hakikata kendini tasdik ettirdiği halde, daha Kur’anın kaç suresi var olduğunu bilmeyen o iddiacı zâtRisale-i NurKur’anıntefsirine ve hadîslerin teviline çalışmasıyla beraber bir kısmında okuyanlara bir şey öğretme bakımından ilmî bir mahiyet ve kıymet taşımadığı görülmektedir.” diye tenkidi ne derece kanundan, hakikattan, adaletten ve haktan uzak olduğu anlaşılıyor. Şualar 394 p1

 

Saniyen; Risale-i Nur’ların Kur’an-ı Kerim’in bir tefsiri olduğu tam bir kanaatle anlaşılmakla beraber nasıl bir tefsir olduğu hususu üzerinde biraz durmak gerektiği kanaatindeyiz.

Evet, Nur Risalelerinde bütün Kur’an âyetleri değil, dev­rin ihtiya­cına ce­vap veren, imanî hakikat­larini anlatan âyetler tefsir edilmiştir. Eserin ye­gâne istinadgâhı Kur’andır. Mehmed Akif Ersoy’un:

Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı

Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâmı.

 

beytiyle ifade ettiği idealini, Nur müellifi tahak­kuk ettirmiştir.

Risale-i Nur’ların hususen erkan-ı imaniyeye dair ayetleri tefsir ettiğine dair Tarihçe-i Hayat’ta şöyle denilmektedir;

 

Risale-i Nur’unher bir cüz’ü,bir âyet-i Kur’aniyeninhakikatınıtefsir eder ve hususan erkân-ı imaniyeye dair âyetleri öyle vuzuhlatefsir eder ki, Avrupa feylesoflarının bin seneden beri Kur’an aleyhinde hazırladıkları hücum plânlarını ve esaslarını bozuyor. Tarihçe-i Hayat 223 p1

 

Risale-i Nur’ların Kur’an’ın mezkur tefsirleri gibi ayetlerin ibarelerini tefsiri değil mes’elelerinin bürhanı olduğu Şualarda şöyle zikredilir;

 

Risale-iNur,Kur’anın ve Kur’andan çıkanbürhanî bir tefsir olduğundan, Kur’anın nükteli, hikmetli, lüzumlu usandırmayan tekraratı gibi onun da lüzumlu, hikmetli, belki zarurî ve maslahatlı tekraratı vardır. Şualar 81 p son

 

Risale-i Nur, Kur’anın hakikî bir tefsiri ve hakikatının bir tercümanı ve mes’elelerinin bürhanıdır. Şualar 685 p son

 

Günümüze değin  yazılan Kur’an tefsirleri arasında Risale-i Nurların, fevkalade bir yer tuttuğu  çoklar tarafından bilinen bir hakikat  olduğu halde, bazı dikkatsiz kimselerin  Risale-i Nur’ların nasıl bir Kur’an bir tefsiri olduğunu anlayamamaları üzerine verdiği cevapta; iki kısım tefsir olduğunu ve ekser insanlar tarafından bilinen ve Kur’anın ibare,kelime ve cümlelerinin izah edildiği klasik tefsirlerin yanı sıra Kur’anınimanî olan hakikatlarını kuvvetli hüccetlerle beyan, isbat ve izah eden ikinci kısım bir tefsir çeşidinin daha bulunduğunu ve bu tarz bir tefsirin çok ehemmiyet arz ettiğini dile getiren Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur’ların da doğrudan doğruya bu ikinci kısmı esas aldığını, Şualar adlı kitabında şöyle beyan eder;

 

Sâniyen:Risale-i NurKur’anın çok kuvvetli, hakikî bir tefsiridir” tekrar ile dediğimizden, bazı dikkatsizler tam manasını bilemediğinden bir hakikatı beyan etmeğe bir ihtar aldım. O hakikat şudur:

Tefsir iki kısımdır:

Birisi:Malûm tefsirlerdir ki, Kur’an’ın ibaresini ve kelime ve cümlelerinin manalarını beyan ve izah ve isbat ederler.

İkinci kısım tefsir ise:Kur’anınimanî olan hakikatlarını kuvvetli hüccetlerle beyan ve isbat ve izah etmektir. Bu kısmın pekçok ehemmiyeti var. Zahir malûm tefsirler, bu kısmı bazan mücmel bir tarzda dercediyorlar. Fakat Risale-i Nur; doğrudan doğruya bu ikinci kısmı esas tutmuş, emsalsiz bir tarzda muannid feylesofları susturan bir manevî tefsirdir. Şualar 515 p son

 

Yine tefsirin iki kısım olduğu ve Risale-i Nur’ların bu ikinci kısım tefsirler içerisinde en kuvvetlisi ve en kıymettarı ve en parlağı ve en mükemmeli olduğunu izah eden bir başka yer ise aynen şöyledir;

 

Risale-i Nur,Kur’an-ı Hakîm’inhakikî bir tefsiridir.Âyetler,sırasıyla değil;devrin ihtiyacına cevab verenimanî hakikatları mübeyyin âyetlertefsir edilmiştir.

Tefsir iki kısımdır: Biri, âyetinibaresini ve lafzını tefsir eder; biri de, âyetin mana ve hakikatlarınıizah ile isbat eder.Risale-i Nur, bu ikinci kısım tefsirlerinen kuvvetlisi ve en kıymetdarı ve en parlağı ve en mükemmeli olduğu, ehl-i tahkik ve tedkiktenbinlercesinin şehadetiyle ve tasdikiyle sabittir. Tarihçe-i Hayat 161 p2

 

İşarat-ül İ’caz  adlı eserde geçen ve Selef-i Sâlihîn’in bıraktığı kudsî tefsirlerin iki kısım olduğunu izah eden parçamevzuumuzla alakalı olması hasebiyle gayet ehemmiyetlidir. Şöyle ki;

 

Selef-i Sâlihîn’in bıraktığı kudsî tefsirleriki kısımdır: Bir kısmı, ahkâma dair tefsirlerdir. Diğer bir kısmı da, âyât-ı Kur’aniyenin hikmetlerini ve iman hakikatlarını tefsir ve izah ederler. Selef-i Sâlihîn’in bu türlü tefsirleri çoktur. Hususan Gavs-ı A’zam Şah-ı Geylanî, İmam-ı Gazalî, Muhyiddin-i Arabî, İmam-ı Rabbanî gibi zevat-ı kiramın eserleri, bu kısım tefsirlerdir. Bilhâssa Mevlâna Celaleddin-i Rumî Hazretlerinin Mesnevî-i Şerif’i de bu tarz bir nevi manevî tefsirdir. İşte Risale-i Nur,bu tarz tefsirlerinen yükseği,en mümtazı ve en müstesnasıdır. İşte madem bu tarz tefsirler mütedavildir, kimse ilişmiyor,Risale-i Nur’a da ilişmemek lâzımdır.İlişenler,Kur’ana ve ecdadadüşmanlıklarından ilişirler. İşarat-ül İ’caz 226 p son

 

…Risale-i Nur ve bilhâssa Kur’anın kırk vech-i i’cazını icmalen isbat eden Yirmibeşinci Söz, zeyilleriyle beraber ve nazımdaki vech-i i’cazı hârika bir tarzda beyan ve isbat eden Arabî Risale-i Nur’danİşarat-ül İ’caztefsiri bilfiil göstermişler ki, Mekkî sure ve âyetlerde en âlî bir üslûb-u belâgat ve en yüksek bir i’caz-ı îcazî vardır. Asa-yı Musa 65 p3

 

Birinci kısım tefsirlere mukaddime olarak bir cüz’ü yazılan, büyük allamelerin bile taktirinden aciz kaldıkları ve Kur’an’ın her harfinin mucize olduğunu ispatlayan İşarat-ül İ’caz tefsirini toplamda yetmiş cüz yazmaya niyetlenen Bediüzzaman Hazretleri, bu zamanda ikinci kısım tefsire daha fazla ihtiyaç duyulmasından dolayı Risale-i Nurların öteki cüz’ler yerine yazıldığını ve İşarat-ül İ’caz’ın umum Risale-i Nur’un bir fihristesi olduğunu şöyle anlatır;

 

İşarat-ül İ’caz’ın birinci cüz’ü ki, tamamı yetmiş cüz olacaktı. Fakat Risale-i Nur manevî bir tefsir-i Kur’anî olduğuiçin dedi: Bu zamanda bana daha lüzum var. Öteki cüz’ler yerinde onlar yazıldı. Evet İşarat-ül İ’caz, umum Risale-i Nur’un bir fihristesi, bir listesi ve o Nur bahçesinin bir fidanlığı ve sırr-ı i’caz-ıl Kur’anın bir menbaı olduğu görünüyor. Emirdağ Lahikası II / 85 p1

 

Risale-i Nur’daki ayetler, Kur’an-ı Hakim’in en büyük mu’izesi olan hususiyetleri kaybettirilmeden tefsir edildiği Şualarda şöyle izah edilir;

 

Risale-i Nur’daki âyetler,Kur’an-ı Hakîm’inen büyük mu’cizesi olanhususiyetleri kaybettirilmeden, büyük bir san’at ve meharetle Türkçemize tefsir edildiği için; Risale-i Nur’u kadın, erkek, memur ve esnaf, âlim ve feylesof gibi her türlü halk tabakası okuyup anlayabiliyor. Şualar 549 p son

 

Kur’an-ı Hakim’in hakiki bir tefsiri olan Risale-i Nur’ları tedkik edenlerin alim olsun cahil olsun hiç tenkid etmeyip taktir ettikleri ve her sınıftan insanların Nur Risalelerinden istifade edebileceğiyle ilgili bazı yerleri hakikat-i halin tam anlaşılması için nazar-ı dikkatinize arz ediyoruz,

 

Hakkaniyeti,en yüksek âlimler tarafındantasdik edilen ve en yüksek bir mertebe-i imanî ve aşk-ı İslâmî kazandıran Risale-i Nur, hiç şübhe yoktur ki onun bütün Sözler’i ve Lem’a ve Şua’larıKur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan’ınbirer nurani tefsiridirler. Şualar 554 p son

 

Mısır, Şam, Haleb, Medine-i Münevvere,Mekke-i Mükerremeallâmeleri ve Diyanet Riyasetininmüdakkik hocaları o Nur mecmualarını tedkik edip hiç tenkid etmeyerektakdir ve tahsin ettikleri…  Şualar 394 p1

 

Risale-iNurKülliyatı profesör ve İslâm âlimlerinden müteşekkil bir heyet tarafından satırı satırına tedkik edilerek bu eserlerin fevkalâde bir vukufiyetle te’lif edildiği ve Kur’an-ı Hakîm’in hakikî bir tefsiri olduğunu bildiren raporlar verilmiştir. Şualar 545 p4

 

Risale-i Nur,bu asrın ihtiyacınatam cevab verenyegânetefsir-i Kur’anî olduğu, enaniyetini hakka feda edenfaziletperver İslâm üleması tarafından tasdik ve fevkalâde bir şekilde takdir ve tahsin edilmiş ve edilmektedir. Elli sene evvel Bedîüzzaman Said Nursî’nin te’lifatındaki hususiyetler ve bir bahr-i umman gibi onun ilmî dehasıdır ki; Mısır matbuatında “Bedîüzzaman, fatîn-ül asr’dır” diye yüksek ehl-i ilme hüküm verdirmiştir. Tarihçe-i Hayat 697 p4

 

Afyon mahkemesinde aleyhte sunulan iddianamedeki bir iftiraya Bediüzzaman Hazretlerinin verdiği cevap Risale-i Nur’un nasıl bir tefsir olduğunu özetler mahiyettedir. Şöyle ki;

 

16. Kur’an-ı Kerim’e âdeta bir nazire..

C: Bin defa hâşâ! Risale-i NurKur’anınbu asırda bir mu’cize-i maneviyesinin bir âyinesi ve ondan tereşşuh etmiş bir tefsiri olduğuna bütün Nurcuların ve Risale-i Nur’daki yazıları görenlerin kanaatları, bu yanlışı tekzib ediyor. Şualar 407 p son

 

Netice olarak yukarıda nakledilen sarih ifadelerden  Kur’anın hakikî bir tefsiri olduğu sabit olan Risale-i Nur’lara yapılan tankidlerin aslında kimler tarfından ve ne maksatla yapılmak istendiğine nazarı dikkati çeken Bediüzzaman Hazretleri, bu tarz haksız tenkidlerin arkasında Risale-i Nur’ları ortadan kaldırmak veyahut okutturmamak kasdıyla komünist ve masonların olduğu ve çeşit çeşit desiseler ve iftiralara başvurduklarını Şualar adlı eserinde şöyle izah eder;

 

…komünist ve masonlar, kendi zehirli fikirlerinin yayılmasına Risale-i Nur’un kuvvetli bir mâni teşkil ettiğinibiliyorlar. Kur’anın hakikî bir tefsiri olmakla kuvvetli bir iman kaynağı olan Risale-i Nur’u ortadan kaldırmak veya okutmamak için çeşitli desiseler ve iftiralara başvuruyorlar. Şualar 545 p son

Devam edecek…