İzdivac ve Refika-i Hayat Meselesi-2

Hem refika-i hayatını, rahmet-i İlâhiyyenin mûnis, lâtif bir hediyesi olduğu cihetiyle sev ve muhabbet et. Fakat çabuk bozulan hüsn-ü suretine muhabbetini bağlama.  Sözler 639 p son

İZDİVAC VE REFİKA-İ HAYAT MESELESİ 

BÖLÜM-2

REFİKA-İ HAYAT MESELESİ 

Hem refika-i hayatını, rahmet-i İlâhiyyenin mûnis, lâtif bir hediyesi olduğu cihetiyle sev ve muhabbet et. Fakat çabuk bozulan hüsn-ü suretine muhabbetini bağlama.  Sözler 639 p son

 

Refika-i hayatınamuhabbetin, madem hüsn-ü sîret ve mâden-i şefkat ve hediyye-i rahmet olduğuna bina edilmiş. O refikaya samimî muhabbet ve merhamet edersen, o da sana ciddî hürmet ve muhabbet eder. İkiniz ihtiyar oldukça o hal ziyadeleşir, mes’udane hayatını geçirirsin. Yoksa hüsn-ü surete muhabbet nefsanî olsa, o muhabbet çabuk bozulur, hüsn-ü muaşereti de bozar.Sözler 644 p3

 

Refika-i hayatınameşrû dairesinde, yâni, lâtif şefkatine,güzel hasletine,hüsn-ü sîretine binaen samimî muhabbet ile, refika-i hayatınıda nâşizelikten, sair günahlardan muhafaza etmenin netice-i uhreviyyesi ise: Rahîm-i Mutlak, o refîka-i hayatı, hurîlerden daha güzel bir surette ve daha zînetli bir tarzda, daha cazibedar bir şekilde, ona dâr-ı saadette ebedî bir refika-i hayatıve dünyadaki eski maceraları birbirine mütelezzizane nakletmek ve eski hâtıratı birbirine tahattur ettirecek enîs, lâtif, ebedî bir arkadaş, bir muhib ve mahbub olarak verileceğini vâdetmiştir. Elbette vâdettiği şey’i yapacaktır. Sözler 648 p3

 

Demek medeniyetin ref-i tesettürü,hilâf-ı fıtrattır.Kur’anın tesettür emri fıtrî olmakla beraber, o mâden-i şefkat ve kıymetdar birer refika-i ebediyeolabilen kadınları, tesettür ile sukuttan, zilletten ve mânevî esaretten ve sefâletten kurtarıyor.  Lem’alar 196 p1

 

Kadın ve erkek ortasında gayet esaslı ve şiddetli münasebet, muhabbet ve alâka; yalnız dünyevî hayatın ihtiyacından ileri gelmiyor. Evet bir kadın, kocasına yalnız hayat-ı dünyeviyeye mahsus bir refika-i hayat değildir. Belki hayat-ı ebediyede dahi bir refika-i hayattır. Madem hayat-ı ebediyede dahi kocasına refika-i hayattır; elbette ebedî arkadaşı ve dostu olan kocasının nazarından gayrı, başkasının nazarınıkendi mehâsinine celbetmemek ve onu darıltmamak ve kıskandırmamak lâzım gelir. Madem mü’min olan kocası, sırr-ı îmana binaen; onun ile alâkası, hayat-ı dünyeviyeye münhasır ve yalnız hayvanî ve güzellik vaktine mahsus muvakkat bir muhabbet değil, belki hayat-ı ebediyede dahi bir refika-i hayatnoktasında esaslı ve ciddî bir muhabbetle, bir hürmetle alâkadardır. Hem yalnız gençliğinde ve güzellik zamanında değil, belki ihtiyarlık ve çirkinlik vaktinde dahi o ciddî hürmet ve muhabbeti taşıyor. Lem’alar 196 p son 

 

…Kadınların hüsn-ü cemalinin en güzeli ve daimîsi, onun şefkatine ve kadınlığa mahsus hüsn-ü sîretine sevgisini bina etmeli. Tâ ki, o bîçare ihtiyarladıkça, kocasının muhabbeti ona devam etsin.Çünki onun refikası, yalnız dünya hayatındaki muvakkat bir yardımcı refika değil, belki hayat-ı ebediyesinde ebedî ve sevimli bir refika-i hayat olduğundan, ihtiyarlandıkça daha ziyade hürmet ve merhamet ile birbirine muhabbet etmek lâzım geliyor. Şimdiki terbiye-i medeniye perdesi altındaki hayvancasına muvakkat bir refakattan sonra ebedî bir müfarakata maruz kalan o aile hayatı, esasıyla bozuluyor. 

 

            Hem Risale-i Nur’un bir cüz’ünde denilmiş ki: Bahtiyardır o adam ki;refika-i ebediyesini kaybetmemek için sâliha zevcesini taklid eder,o da sâlih olur. Hem bahtiyardır o kadın ki; kocasını mütedeyyin görür, ebedî dostunu ve arkadaşını kaybetmemek için o da tam mütedeyyin olur; saadet-i dünyeviyesi içinde saadet-i uhreviyesini kazanır. Lem’alar 201 p son 

 

Nev’-i beşerin hayat-ı dünyeviyesindeen cem’iyetli merkez ve en esaslı zenberek ve dünyevî saadet için bir Cennet, bir melce, bir tahassüngâh ise; aile hayatıdır. Ve herkesin hanesi, küçük bir dünyasıdır. Ve o hane ve aile hayatının hayatı ve saadeti ise; samimî ve ciddî ve vefadarane hürmet ve hakikî ve şefkatli ve fedakârane merhamet ile olabilir. Ve bu hakikî hürmet ve samimî merhamet ise; ebedî bir arkadaşlık ve daimî bir refakat ve sermedî bir beraberlik ve hadsiz bir zamanda ve hududsuz bir hayatta birbiriyle pederane, ferzendane, kardeşane, arkadaşane münasebetlerin bulunmak fikriyle ve akidesiyle olabilir.

 

            Meselâ der: “Bu haremim, ebedî bir âlemde,ebedî bir hayatta,daimî bir refika-i hayatımdır. Şimdilik ihtiyar ve çirkin olmuş ise de zararı yok. Çünki ebedî bir güzelliği var, gelecek. Ve böyle daimî arkadaşlığın hatırı için herbir fedakârlığı ve merhameti yaparım.” diyerek o ihtiyare karısına, güzel bir huri gibi muhabbetle, şefkatle, merhametle mukabele edebilir. Yoksa kısacık bir-iki saat surî bir refakatten sonra ebedî bir firak ve müfarakate uğrayan arkadaşlık; elbette gayet surî ve muvakkat ve esassız, hayvan gibi bir rikkat-i cinsiye manasında ve bir mecazî merhamet ve sun’î bir hürmet verebilir. Ve hayvanatta olduğu gibi; başka menfaatler ve sair galib hisler, o hürmet ve merhameti mağlub edip o dünya cennetini, cehenneme çevirir.Şualar 183 p3

 

Babasını, dar-ı saadette ve âlem-i ervahda dahi pederlik münasebetiyle ve kardeşini, tâ ebede kadar uhuvvetini düşünmesiyle ve karısını cennette dahien güzel bir refika-i hayatıolduğunu bilmesi haysiyetiyle sever, hürmet eder, merhamet eder, yardım eder. Şualar 224 p1

 

Cenâb-ı Hak yeni hayatınızı mübarek eylesin ve refika-i hayatınızıhayat-ı ebediyenizde, Otuzikinci Söz’ün Üçüncü Mevkıfının âhirlerindeki Üçüncü İşarette, refika-i hayata dair vâde ve sıfata mazhar eylesin, âmin. Barla Lahikası 328 p2

 

Salahaddin hususî, kendine ait bir mes’eleyi soruyor. Dünya, hayat-ı içtimaiyeye bağlanmak istiyor. Madem o haslar içindedir, kat’iyyen Risale-i Nur’un hizmetine zararı varsa, girmeyecek. Eğer bilse ki;o refika-i hayatını bazı has kardeşlerimiz gibi Risale-i Nur’un hizmetinde yardımcı olarak çalıştırsa,o hayata girebilir. Çünki hasların hayatı, Risale-i Nur’a aittir ve şahs-ı manevîsini temsil eden şakirdlerinin tensibiyle kayıd altına girebilir. Peder ve vâlidesinin re’yleri de varsa, inşâallah zararı olmaz. Emirdağ Lahikası I / 80 p4 

 

Mehmed İbrahim’in mübarek kalemlerinin yadigârları ve Mehmed Zekeriya’nın mâsum çocuklarla bana dua etmeleri beni çok minnetdar eyledi ve şiddetli hastalığıma bir nevi merhem oldu. Ve Nur’un çok ehemmiyetli bir nâşiri olan küçük İbrahim’in muhterem refika-i hayatı Şâhide’nin en büyüğü altı yaşında ikizli dört kızınıimana, Kur’ana, Risale-i Nur’ahizmetkâr vermesi ve birkaç sene evvel bir bülbülden açık olarak mübarek kuşun lisanıyla “Said, Said, Said” demesini işitmesinden bütün ruhuyla Risale-i Nur’a alâkadar olması ve az bir zamanda güzelce Nurları yazmasını tebrik ediyoruz ve küçük ibrahim’i de böyle bir refika-i hayata sahib olmasınıtes’îd ediyoruz.  Gayr-i Münteşir Emirdağ Lâhikası 175

 

وَ لَهُمْ فِيهَا اَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ     : Mesken ve me’kelden sonra insanın en ziyade muhtaç olduğu, eşidir.Bu ihtiyacının Cennet’te temin edilmiş olduğuna, bu cümle ile işaret edilmiştir. Evet insan bir refikaya veya bir refike muhtaçtır ki, tarafeyn aralarında, hayatlarına lâzım olan şeyleri muavenet suretiyle yapabilsinler ve rahmetten neş’et eden muhabbet iktizasıyla, yekdiğerinin zahmetlerini tahfif etsinler ve gamlı, kederli zamanlarını,ferah u sürura tebdil edebilsinler. Zâten dünyada insanların tam ünsiyeti, ancak refikasıyla olur.  İşarat-ül İ’caz 147 p son 

 

Şer’an koca, karıya küfüv olmalı, yani birbirine münasib olmalı. Bu küfüv ve denk olmak, en mühimmi diyanet noktasındadır. Ne mutlu o kocaya ki; kadınının diyanetine bakıp taklid eder, refikasını hayat-ı ebediyede kaybetmemek için mütedeyyin olur.

 

            Bahtiyardır o kadın ki; kocasının diyanetine bakıp “ebedî arkadaşımı kaybetmeyeyim” diye takvaya girer.  Lem’alar 197

ص