Sünnet-i Seniyyenin menbaı ve Bid’alar meselesi

Sünnet-i Seniyyenin Menbaı ve Bid’alar Meselesi

        Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş:

كُلُّ بِدْعَةٍ ضَلاَلَةٌ وَكُلُّ ضَلاَلَةٍ فِى النَّارِ Yani اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ  sırrı ile: Kavaid-i Şeriat-ı Garra ve desatir-i Sünnet-i Seniyetamam ve kemalini bulduktan sonrayeni icadlarla o düsturları beğenmemek veyahut hâşâ ve kellâ, nâkıs görmek hissini veren bid’aları icad etmek, dalalettir, ateştir

Lem’alar 53

        Ahkâm-ı ubudiyette yeni icadlar bid’attır. Bid’atlar ise,  اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ sırrına münafî olduğu için, merduddur. Fakat, tarîkatta evrad ve ezkâr ve meşrebler nev’inden olsa ve asılları Kitab ve Sünnetten ahzedilmek şartıyla ayrı ayrı tarzda, ayrı ayrı surette olmakla berabermukarrer olan usûl ve esasat-ı sünnet-i seniyeye muhalefet ve tağyir etmemek şartıylabid’a değillerdir. Lâkin bir kısım ehl-i ilim, bunlardan bir kısmını bid’aya dâhil edip, fakat “bid’a-i hasene” namını vermiş.

Lem’alar 56

Sünnet-i Seniyyenin menbaı

        Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın Sünnet-i Seniyesinin menbaı üçtürAkvalief’aliahvalidir. Bu üç kısım dahi, üç kısımdır: Feraiz, nevafil, âdât-ı hasenesidirFarz ve vâcib kısmında ittibaa mecburiyet var; terkinde, azab ve ikab vardır. Herkes ona ittibaa mükelleftirNevafil kısmında, emr-i istihbabî ile yine ehl-i iman mükelleftir. Fakat, terkinde azab ve ikab yokturFiilinde ve ittibaında azîm sevablar var ve tağyir ve tebdili bid’a ve dalalettir ve büyük hatadırÂdât-ı seniyesi ve harekât-ı müstahsenesi ise hikmeten, maslahaten, hayat-ı şahsiye ve nev’iye ve içtimaiye itibariyle onu taklid ve ittiba etmek, gayet müstahsendir. Çünki herbir hareket-i âdiyesinde, çok menfaat-ı hayatiye bulunduğu gibi, mutabaat etmekle o âdâb ve âdetler, ibadet hükmüne geçer.

Lem’alar 59

Sünnet-i Seniyyenin meratibi

        Sünnet-i Seniyenin meratibi var. Bir kısmı vâcibdir, terkedilmez. O kısım, Şeriat-ı Garra’da tafsilâtıyla beyan edilmiş. Onlar muhkemattır, hiçbir cihette tebeddül etmez. Bir kısmı da, nevafil nev’indendir. Nevafil kısmı da, iki kısımdır. Bir kısım, ibadete tâbi’ Sünnet-i Seniye kısımlarıdır. Onlar dahi şeriat kitablarında beyan edilmiş. Onların tağyiri bid’attır. Diğer kısmı, “âdâb” tabir ediliyor ki, Siyer-i Seniye kitablarında zikredilmiş. Onlara muhalefete, bid’a denilmez. Fakat âdâb-ı Nebevîye bir nevi muhalefettir ve onların nurundan ve o hakikî edebden istifade etmemektir. Bu kısım ise, örf ve âdât ve muamelât-ı fıtriyede Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın tevatürle malûm olan harekâtına ittiba etmektir. Meselâ: Söylemek âdâbını gösteren ve yemek ve içmek ve yatmak gibi hâlâtın âdâbının düsturlarını beyan eden ve muaşerete taalluk eden çok Sünnet-i Seniyeler var. Bu nevi Sünnetlere “âdâb” tabir edilir. Fakat o âdâba ittiba eden, âdâtını ibadete çevirir, o âdâbdan mühim bir feyz alır. En küçük bir âdâbın müraatı, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ı tahattur ettiriyor, kalbe bir nur veriyor.

Lem’alar 53

Sünnet-i Seniyenin herbir nev’ine tamamen bilfiil ittiba etmek mümkün mü?

        Sünnet-i Seniyenin herbir nev’ine tamamen bilfiil ittiba etmek, ehass-ı havassa dahi ancak müyesser olurOna bilfiil olmasa da, binniyet, bilkasd tarafdarane ve iltizamkârane talib olmak, herkesin elinden gelirFarz ve vâcib kısımlara zâten ittibaa mecburiyet var. Ve ubudiyetteki müstehab olan Sünnet-i Seniyenin terkinde günah olmasa dahi, büyük sevabın zayiatı var. Tağyirinde ise, büyük hata vardır. Âdât ve muamelâttaki Sünnet-i Seniye ise, ittiba ettikçe, o âdât, ibadet olur. Etmese itab yok. Fakat Habibullah’ın âdâb-ı hayatiyesinin nurundan istifadesi azalır.

Lem’alar 56

Şeaire taalluk eden sünnetlerin ehemmiyeti

        Sünnet-i Seniyenin içinde en mühimmi, İslâmiyet alâmetleri olan ve şeaire de taalluk eden SünnetlerdirŞeair, âdeta hukuk-u umumiye nev’inden cem’iyete ait bir ubudiyettir. Birisinin yapmasıyla o cem’iyet umumen istifade ettiği gibi, onun terkiyle de umum cemaat mes’ul olur(Haşiye) Bu nevi şeaire riya giremez ve ilân edilir. Nafile nev’inden de olsa, şahsî farzlardan daha ehemmiyetlidir.

Lem’alar 53

(Haşiye): Bu farz-ı kifaye nev’indeki ezan, cenaze namazı, Kur’an tilavet edilirken istima’ı… gibi ibadetlerdir.