Birisinin hatasıyla, başkası veya akrabası hatakâr olmaz; cezaya müstehak olmaz

 RİSALE-İ NUR'DAN FIKHÎ TESPİTLER VE ŞER'İ KAİDELER > ŞER’İ KAİDELER >

Birisinin hatasıyla, başkası veya akrabası hatakâr olmaz; cezaya müstehak olmaz

Previous pageReturn to chapter overviewNext page

  وَ لاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ اُخْرَى Yani "Birisinin hatasıyla, başkası veya akrabası hatakâr olmaz; cezaya müstehak olmaz" olan düstur-u irade-i İlahiyeye karşı, bu zamanda  اِنَّ اْلاِنْسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ sırrıyla şedid bir zulüm ile mukabele eder. Tarafgirlik hissiyle, bir câninin hatasıyla, değil yalnız akrabasına, belki taraftarlarına dahi adavet eder. Elinden gelse zulmeder. Elinde hüküm varsa, bir adamın hatasıyla bir köye bomba atar. Halbuki bir masumun hakkı, yüz câni için feda edilmez; onların yüzünden ona zulmedilmez. Şimdiki vaziyet, yüz masumu birkaç câni için zararlara sokar. Meselâ: Hatalı bir adama müteallik, bîçare ihtiyar vâlide ve pederi ve masum çoluk-çocukları ezmek, perişan etmek, tarafgirane adavet etmek, şefkatin esasına zıddır. Müslümanlar içinde tarafgirane cereyanlar yüzünden, böyle masumlar zulümden kurtulamıyorlar. Hususan ihtilale sebebiyet veren vaziyetler, bütün bütün zulmü dağıtır, genişletir. Emirdağ Lahikası-1 / 39-40

  وَلاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ اُخْرَى * مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ اَوْ فَسَادٍ فِى اْلاَرْضِ فَكَاَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعًا

 

 Yani bu iki âyet, bu esası ders veriyor ki: "Bir adamın cinayetiyle başkalar mes'ul olmaz. Hem bir masum, rızası olmadan, bütün insana da feda edilmezKendi ihtiyarıyla, kendi rızasıyla kendini feda etse, o fedakârlık bir şehadettir ki, o başka mes'eledir." diye hakikî adalet-i beşeriyeyi tesis ediyor. Hutbe-i Şamiye 147