Deli , müddeadan evvel malûm olması g rektir

 RİSALE-İ NUR'DAN FIKHÎ TESPİTLER VE ŞER'İ KAİDELER > ŞER’İ KAİDELER >

Delil, müddeadan evvel malûm olması gerektir

Previous pageReturn to chapter overviewNext page

Mukarrerdir ki delil, müddeadan evvel malûm olması gerektir. Bunun içindir ki; bazı nususun zevahiri, ittizah-ı delil ve isti'nas-ı efkâr için cumhurun mu'tekadat-ı hissiyelerine imale olunmuştur. Fakat delalet etmek için değildir. Zira Kur'an, âyâtının telâfifinde öyle emarat ve karaini nasbetmiştir ki; o sadeflerdeki cevahiri ve o zevahirdeki hakikatları ehl-i tahkika parmakla gösterir ve işaret eder. Evet "Kelimetullah" olan Kitab-ı Mübin'in bazı âyâtı, bazısına müfessirdir. Yani bazı âyâtı, ehavatının mâ-fiz-zamirlerini izhar eder. Öyle ise bazıları diğer bir ba'za karine olabilir ki; mana-yı zahirî murad değildir.

  Vehim ve Tenbih: Eğer istidlalin makamında denilse idi ki: Elektriğin acaibi ve cazibe-i umumiyenin garaibi ve küre-i arzın yevmiye ve seneviye olan hareketi ve yetmişten ziyade olan anasırın imtizac-ı kimyeviyelerini ve şemsin istikrarıyla beraber suriye olan hareketini nazara alınız, tâ Sânii bilesiniz! İşte o vakit delil olan san'at, marifet-i Sâni' olan neticeden daha hafî ve daha gamız ve kaide-i istidlale münafî olduğundan bazı zevahiri, efkâra göre imale olunmuştur. Bu ise: Ya müstetbe-üt terakib kabilesinden veya kinaî nev'inden olduğu için medar-ı sıdk ve kizb olmaz. Meselâ:  قَالَ lafzındaki elif eliftir. Aslı vav olsa, kâf olsa, ne olursa olsun tesir etmez. Muhakemat 162-163