Kısa Kısa

 RİSALE-İ NUR'DAN FIKHÎ TESPİTLER VE ŞER'İ KAİDELER > ŞER’İ KAİDELER >

Kısa Kısa

Previous pageReturn to chapter overview

"Bir şey tamamıyla elde edilemediği takdirde o şeyi tamamıyla terketmek caiz değildir." İşarat-ül İ'caz 9 p1

***

bir şeyin zararı menfaatına galebe ederse, o şey mensuh ve gayr-ı muteber olur. Maslahat, o şeyi terketmekte olur. İşarat-ül İ'caz 82

***

"Gayr-ı meşru bir muhabbetin neticesi, merhametsiz azab çekmektir." Sözler 634

***

Tarîk-ı gayr-ı meşru ile bir maksadı takib eden, galiben maksudunun zıddıyla ceza görür.  Mektubat 472 

***

cüz'î fazilette ve hususî bir kemalde, mercuh racihe tereccuh edebilir. Sözler  489

***

küfre rıza, küfür olduğu gibi, zulme razı olmak dahi zulümdür. Kastamonu Lahikası 150 

***

bir müslimin herbir sıfatı İslâmiyetten neş'et etmek lâzım gelmez. Muhakemat 34

***

Mevhum bir şey hakikat-ı hariciyeye mebde' olamaz. Mesnevi-i Nuriye 254

***

Muhakkak maslahatmevhum mazarrata feda edilmez. Âsâr-ı Bedîiyye 145

***

"Cüzde bulunmayan, küllde bulunur" İşarat-ül İ'caz 9

***

Sultanlar daima halkın, cemaatin, ordunun sonunda çıkarlar. İşarat-ül İ'caz 51

***

 Nev'-i beşerde tekemmül vardır. Bu tekemmül kanunu, ikinci mürebbinin ve ikinci mükemmilin evvelki mürebbilerden daha ekmel olmasını iktiza eder. İşarat-ül İ'caz 51

***

 Alelekser, halefin mehareti, selefinden daha ziyadedir. İşarat-ül İ'caz 51

***

Bir hükmün hikmeti ayrıdır, illeti ayrıdır. Hikmet ve maslahat ise; tercihe sebebdir, îcaba icada medar değildir. İllet ise, vücuduna medardır. Sözler 482

***

Meşhur bir kaidedir ki; bir vâhid çoğalsa teselsül eder, gittikçe gider, bir yerde durmaz. Fakat çoklar ve kesîr olanlar ittihad etse, kuvvetlenir, istikrar peyda eder, yerinde kalır, daha değişmez. İşarat-ül İ'caz 51 p son

***

 لَيْسَ الْكَحْلُ كَالتَّكَحُّلِ kaidesine binaen sun'î ve tasannuî olan şey, ne kadar mükemmel olsa da, tabiî yerini tutmadığından heyetinin feletatı, müzahrefiyeti îma edecektir. Muhakemat 145 p5

***

 اَلْوَاحِدُ لاَ يَصْدُرُ اِلاَّ عَنِ الْوَاحِدِ kaide-i mukarreresiyle: "Bir mevcudun vahdeti varsaelbette bir vâhiddenbir elden sudûr edebilir." Lem'alar 179 p3

***